Kokain; Güney Amerika’da yetişen, uyarıcı etkisi bulunan Erythroxylon Coca adlı bitkiden üretilen bir maddedir, düzenli kullanımı kokain bağımlılığı ile sonuçlanmaktadır. Kokain, 1914 yılında yan etkileri ve bağımlılığa neden olması göz önünde bulundurulup narkotik sınıfına sokulmuştur.
Kokain, bağımlılık yapıcılığı yüksek bir maddedir. Alınan tek dozdan sonra dahi psikolojik kokain bağımlılığı ortaya çıkabilir. Kokain kullanımının devamlı tekrarlanması sonucu bazı etkilerine yönelik duyarlılık ortaya çıkabilir. Bu duyarlılıklar birçok faktörle alakalı olabileceğinden ne zaman ortaya çıkacakları belli olmamaktadır. Kokain, kişiyi uyarır, canlandırır, keyif verir. Ancak bu etkiler kısa sürelidir ve bir saat içinde sonlanır.
Kokainlerin saflığı, satıcılarının kokaine uyguladıkları işlemlerden kaynaklı olarak farklılık göstermektedir. Kokainin kimi zaman amfetamin ile karıştırıldığı da görülmektedir. Toz olarak burundan alınması en çok kullanılan şeklidir; koklayarak burundan alınmasına snorting, çubuk vasıtasıyla buruna çekilmesine ise tooting denilmektedir. Bunun dışında deri altı yahut damar içine IV enjeksiyon; ve sigara içine konularak içilerek (freebasing) kullanılmaktadır. Oral yoldan kullanımı da mümkündür; lakin etkisinin en az olduğu yöntem olduğundan çok ender kullanılmaktadır. En az tehlike arz eden yöntem burundan alınması iken en tehlikeli yöntemler ise IV enjeksiyon ve kokainin saf kokain alkoloidi ile karıştırılıp sigara olarak kullanımı yöntemleridir.
Baz kokain denilen madde beyaz kristalize toz halindedir. Kokusuz, beyaz ve yumuşak özelliklere sahiptir. Çok hızlı ve kısa sürede bağımlılık geliştirilebilir. Kullanımın tekrarlaması ve kullanılan miktarların artmasıyla birlikte kişi maddeye karşı tolerans geliştirir. Kokain kullanılmadığında ya da kesildiğinde ortaya yoksunluk belirtileri çıkar. Her maddenin yoksunluk belirtileri birbirleri arasında değişkenlik gösterir. Kokain maddesinin yoksunluk belirtileri; kokain alımını izleyen bir saat içerisinde depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu tabloya “crash” adı verilir. Çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik, güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu rüyalar ile kendini gösterir. Bu belirtiler 18 saate kadar sürer. Yoğun kullanımda ise bir haftaya kadar uzar. Özellikle 2- 4 gün arasında en şiddetli düzeye varır. Bu dönemde intihar düşünceleri, eylemleri gözlenebilir.
Kokainin kullanım şekli bağımlılık potansiyelini etkileyen bir faktördür. Bilindiği üzere, kokain uyarıcı bir maddedir. Zihinsel uyanıklık ve uyarılmışlık hali, enerji ve özgüvende artışa neden olur. Yanı sıra kokain kullanan kişilerde iştahta azalma, cinsel istek ve aktivitede artma görülür. Kokain maddesinin bu etkileri bağımlılık oluşturma potansiyelini doğurur.
Elbette kokain bağımlılığının tek bir nedeni yoktur. Pek çok faktör kokain bağımlılığı oluşmasında rol oynar. Bu faktörlerden bir tanesi genetiktir. Bağımlılıkla mücadele eden birinci derece akrabası (ebeveyni veya kardeşi) olan bireylerin bağımlılık geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bir diğer faktör, kokain beynin haz merkezine etki ettiğinden, keyif veren aktivitelerle ilişkili nörotransmitterlerden yoksun doğmuş olabilecek bireyler kokainin semptomlarını kendi kendine tedavi girişimi olarak kullanabilirler. Başka bir risk faktörü olarak çevrenin önemini sayabiliriz. İşte veya okulda zor şartlarda çalışan ya da öğrenim gören bireyler kokain bağımlılığı geliştirmek için daha fazla risk altındadır. Psikolojik faktörler kokain bağımlılığı gelişmesinde büyük önem taşır. Çeşitli psikiyatrik sorunlar, kişinin bağımlılık potansiyelini artırır. Örneğin dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan bir kişi sakinleşmek ve konsantrasyonunu artırmak için kokain kullanabilir ve neticesinde bağımlılık geliştirebilir. Kokain bağımlılığına en sık eşlik eden psikolojik sorunlar arasında şunları sayabiliriz; depresyon, bipolar duygudurum bozukluk, şizofreni, madde kullanım bozuklukları, alkol kullanım bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, kumar oynama bozukluğu.
Bu potansiyel kokainin kullanım şekline göre değişkenlik gösterir.
Kokain Kullanım Şekilleri
Kokain hidroklorür kokainin saf kimyasal biçimi olup toz halinde olur. Daha çok ince çizgiler şeklinde çizilip burundan çekilerek kullanılır. Bu şekilde kullanıma “line” adı verilir. Ağızdan ya da damar yoluyla kullanımına da rastlanabilir. Damara enjekte etme yoluyla ya da soluma yoluyla kullanım diğer kullanım biçimlerine göre daha yüksek bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir.
Kullanan kişinin hareketlerinden alındığı hemen fark edilebilen kokain; 30-60 dakika gibi kısa bir zaman içinde etkisini gösterir. Kısa bir süre etki göstermesine rağmen kanda ve idrarda varlığı on güne kadar tespit edilebilmektedir.
Yoksunluk belirtileri arasında ruhsal çöküntü, halsizlik, güçsüzlük, çok uyuma, mutsuzluk hali vardır. Yoksunluk süresi kullanım sıklığı ve miktarına göre değişkenlik gösterir.
Bir kişinin kokain kullanımı olup olmadığını anlamak için dikkat edilmesi gereken birtakım belirtiler vardır. Burada yazılan belirtiler kokain kullanımı olma ihtimalini gösterir fakat kesin kullanıyor anlamına gelmez.
Kokainin direkt alındığı durumlarda kalp anomalileri, serebrovasküler rahatsızlıklar ve ölüm görülebilmektedir. Uzun dönem kullanımı sonucunda beyin damarlarında tıkanma, beyin kanaması, cinsel iktidarsızlık, baş ağrıları ve burun kanamaları oluşur. Kokain kullanımı, bronşlar ve akciğerde yarattığı hasarın yanı sıra beyinde de önemli etkileri mevcuttur. Kokain kullanımının damarları daraltıcı etkisi nedeniyle beyin içi kanamalara ve epileptik nöbetlere sebep olduğu gözlenmiştir. Kokain kullanımına bağlı olarak paranoid hezeyanlar ve halüsinasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Kişinin, hayaller görmesi ve her şeyden kuşku duyması psikoz tablosunu andırır.
Kokain kullanımından kısa süre sonra aşırı uyarılmışlık, kaygı, gerginlik ve saldırgan davranışlar görülebilir. Baş ağrısı, kulak çınlaması, göğüs ağrısı ortaya çıkabilir. Yüksek dozlarda kokain kullanımı şiddetli hipertansiyon ataklarına ve kalp krizine neden olabilir ve neticesinde ölüm görülebilir. Tüm bunların yanı sıra kokain, epileptik nöbetlere en sık yol açan maddedir. Uzun süreli kokain kullanımı ile birlikte burun kanamaları, burun duvarında delinme, solunum yolu ve akciğer hastalıkları, inme, kalp ve damar hastalıkları görülebilir. Kokain beyne etki ederek güçlü etkiler üretir. Bununla birlikte kan dolaşımında dolaşır ve tüm vücuda hasar verir. Kokainin yol açtığı sorunları alt alta sıralayacak olursak;
Kokain kullanan kişilerde sıklıkla duygu durum bozuklukları, kaygı bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları ve uyku bozuklukları görülür. Kokain kullanımı beyinde ciddi tahribatlara neden olur. Beynin hafıza, duygu düşünce ve kontrol merkezi üzerinde oldukça yıkıcı bir etkiye sahiptir. Bu nedenle kokain kullanan bir kişide hafıza bölümünün tahribatına bağlı bellek sorunları ortaya çıkar. Kişinin hafızasında boşluklar oluşur, unutkanlıklar görülür. Beynin duygu ve düşünce bölümündeki tahribata bağlı olarak gelişen ani duygu dalgalanmaları ortaya çıkar.
Kişi mutluyken kısa süre içinde mutsuz hale gelebilir. Muhakeme yeteneğini zayıflar, sağlıklı kararlar alınamaz. Buna bağlı sosyal hayatta zorluklar yaşanabilir. Bir diğeri ise kontrol mekanizmasının tahribatına bağlı olarak, kişi kokaini bırakmak istemesine rağmen kendisini kullanırken bulabilir. Kokain bağımlılığı olan bir kişi kısır döngünün içinde sıkışmış hisseder. Bu duygu değişimleri kişiyi depresif hale sokabilir. Yanı sıra kokain kullanan bir kişinin günlük hayatında bozulmalar, sosyal etkinliklere karşı ilgi kaybı, hobilerinden uzaklaşma gibi durumlar görülebilir. Bunun nedeni demotivasyon sendromuyla açıklanabilir. Kokain kullanan kişi kullanım süreci içerisinde önceden yapmaktan keyif aldığı pek çok aktiviteden uzaklaşır, hayattan keyif alamama, hiçbir şey yapmak istememe, sosyal ortamlardan uzaklaşma gibi belirtiler görülebilir.
Yeni Bir Sen kokain bağımlılığı bütüncül bir yaklaşımla ele alınır. İlk etapta kokain kullanan kişi arındırma sürecine girer. Arındırma sürecinde kişinin kanı kokainden arındırılır. Yoksunluk belirtilerine yönelik ilaç desteği, kokain kullanan süreç boyunca meydana gelen vitamin ve mineral kaybına yönelik serum desteği verilir. Yanı sıra psikologlar tarafından özel olarak kişinin ihtiyacını saptamaya yönelik görüşmeler yapılır. İlk etapta değerlendirme ve tanı üzerinde durulur. Kişinin bağımlılık durumu psikojenik testler ve bireysel görüşmelerle değerlendirilir. Kokain bağımlısı kişiyle bireysel görüşmeler yapıldığı gibi, her gün grup terapileri ve sanat terapilerine katılımı sağlanır. Fiziksel becerilerini geliştirmeye yönelik haftanın iki günü spor aktivitelerine katılımı sağlanır. Kokain bağımlılığı olan bir kişi Yeni Bir Sen'de geldiğinde tıbbi ve psikolojik yönden kapsamlı bir değerlendirmeye alınır. Kişinin ailesiyle hastanın izni olduğu ölçüde görüşmeler yapılır ve psikososyal ihtiyaçlar belirlenir. Aile bireylerine bağımlılık sürecine yönelik psikoeğitimler uygulanır ve uygun olan davranış biçimleri anlatılır. Tıbbi destek kısmında kişinin psikiyatristi tarafından belirlenen yoksunluk giderici, istek azaltıcı ilaçlar tedavide kullanılır. İhtiyaç olması halinde kokain kullanımının yol açtığı diğer psikolojik sorunlara yönelik tıbbi ve psikolojik destek de verilmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, kokain bağımlılığının pek çok etkisi vardır ve kokain bağımlısı kişi için yaşaması oldukça güç bir süreçtir. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Yakınınızın kokain bağımlılığı var ise mutlaka destek alınmalıdır. Kokain bağımlılığı olan kişinin bu süreçte desteğe ihtiyacı vardır. Yakınınıza destek olmak istiyorsanız kokain maddesinin etkilerini, yoksunluk belirtilerini, kokain bağımlılığından kurtulmak için uygulanması gereken davranış biçimlerini ve benzeri ihtiyaçları öğrenmek için bağımlılıkla çalışan bir uzman tarafından yönlendirilmeye açık olmalısınız. Bağımlılık bir irade meselesi değildir, bir hastalıktır. Bu hastalıkla baş edebilmek için öncelikle ve muhakkak hastalığın tanınması gerekir. Yardım almaktan çekinmeyin ve gecikmeyin. Kokain bağımlılığı olan yakınınız tedaviye başvurmak istemeyebilir.
Unutmayın ki kendisi bırakmak istemediği sürece onu zorlayarak kokaini bıraktıramazsınız. Soğukkanlı kalmaya çalışın. İlk hedefiniz ona kokaini bıraktırmak değil, kokaini bıraktırmaya yönelik motivasyonunu artırmaya çalışmak olabilir. Kokain kullanan yakınınız kendisi tedaviye başvurmuyorsa, o kişinin bir yakını danışmanlık hizmeti alabilir. Zaman zaman aile bireylerinin bilgilenmesi ve davranışlarının değişmesi tek başına yeterli olabilir. İşlevsel ve işlevsel olmayan davranışları öğrenmek bu süreçte size de yardımcı olacaktır. Yakınınızı desteklemeye, onu sevmeye ve yanında olmaya devam edin. Bu süreçte tutarlı davranmak gerekir. Süreci mümkün olduğunca öfkelenmeden, sakin ve akılcı bir şekilde yönetmek gerekir. Tutarlı davranışlar sergilemek, kurallar ve sınırlarla yaklaşmak gerekir. Sınırlarınız konusunda net bir duruş sergileyin.
Eğer yakınınız henüz kokain bağımlılığı hakkında konuşmak için hazır hissetmiyorsa üstüne gitmeyin. Yargılayıcı ve suçlayıcı konuşmalardan uzak durun. Anlamaya çalışın. Bu konuyu onunla konuşmaktan çekinmeyin. Bu süreçte bağımlılık hakkında doğru kaynaklardan bolca bilgi edinin. Bağımlı kişilerin ailelerine yönelik hazırlanmış olan destek gruplarına katılın. Bu süreçte sizlerin de desteğe ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Kurallarınızı açık ve net bir şekilde söyleyin. Açık ve şeffaf iletişim bu sürecin en kıymetli adımıdır. Bu ilk etapta çok da kolay olmayabilir. Değişmek için acele etmeyin. Karşılıklı bir değişim sürecine giriyorsunuz, destek almaktan çekinmeyin.